Kariyer Planı, Peter F. Drucker, Optimist Yayın, Mayıs 2022 (makale, Ocak 1999, HBR)
ÖZET
Başarılı olabilmek için, kendinizi iyi anlamış olmanız gerekiyor. En güçlü yanlarınız nelerdir? Peki ya en tehlikeli zayıflıklarınız? Bir o kadar önemli bir soru: Nasıl öğreniyor ve diğerleriyle birlikte nasıl çalışıyorsunuz? En çok önemsediğiniz değerler nelerdir? En büyük katkıyı nasıl bir iş ortamında sunabilirsiniz?
geribildirim analizi
Güçlerinizi ortaya çıkarmanızın en iyi yolu, geribildirim analizidir. Kilit bir karar aldığınızda ya da kilit bir eyleme geçtiğinizde, sonuçta ne beklediğinizi bir kenara not edin. Dokuz veya on iki ay sonra asıl sonuçları beklentilerinizle karşılaştırın.
geribildirim analizi sonucu hareket tarzları
1 Her şeyden önce güçlü olduğunuz yanlarınıza konsantre olun
2 Güçlü yanlarınızı geliştirmeye çalışın. Analiz yöntemi, nerelerde becerilerinizi geliştirmeniz ya da yeni beceriler kazanmanız gerektiğini gösterecektir.
3 Kendini beğenmişliğinizin nerede sizi yetersiz kılan bir cehalete sebep olduğunu keşfedin ve bunun üstesinden gelin.
4 Kötü alışkanlıklarınızı -etkinliğinizi ve performansınızı engelleyen, yaptığınız veya yapmakta başarısız olduğunuz şeyleri- düzeltmeniz de aynı derecede gereklidir.
5 Geribildirim, aynı zamanda, sorunun ne zaman görgü eksikliğinden kaynaklandığını da ortaya çıkaracaktır. Görgü, bir kuruluşun motor yağıdır. Birbiriyle temas halindeki hareketli iki maddeni sürtünme yaratması doğa kanunudur. Görgü “lütfen” ve “teşekkür ederim” demek, bir insanın ismini unutmamak ya da ailesinin hatırını sormak gibi basit şeyler – iki insanın, birbirlerinden hoşlansalar da hoşlanmasalar da birlikte çalışmasına olanak sağlar.
6 Beklentilerinizi sonuçlarla karşılaştırmak, aynı zamanda ne yapmamanız gerektiğini de gösterir. Hiçbir yetenek ya da beceriye sahip olmadığımız ve vasat biri olma şansımızın bir çok az olduğu çok sayıda alan vardır. Bu alanlarda, kişi -ve özellikle bilgi işçisi- iş ve görev üstlenmemelidir.
nasıl performans gösteriyorum
Yaygın birkaç kişilik özelliği, insanın bir işi nasıl yerine getirdiğini genellikle belirler.
1 Bilinmesi gereken ilk şey okur mu yoksa dinleyici mi olduğunuzdur.
2 Bir kişinin işi nasıl yerine getirdiğine dair bilinmesi gereken ikinci şey, kişinin nasıl öğrendiğidir.
3 “İnsanlarla iyi çalışabiliyor muyum yoksa yalnızlığı seven birisi miyim?” sorusunu da sormanız gerekir. Ve insanlarla iyi çalışabiliyorsanız, o zaman “Nasıl bir ilişki içerisinde?” sorusu da sorulmalıdır.
4 “Bir karar alıcı olarak mı yoksa bir danışman olarak mı sonuçlar üretiyorum?“
5 “Stres altında bir işi iyi yerine getirir miyim, yoksa çok planlı ve öngörülebilir bir ortama mı ihtiyacım var?“
6 “Büyük bir kuruluşta mı yoksa küçük bir kuruluşta mı en iyi biçimde çalışırım?“
Kendinizi değiştirmeye çalışmayın -bunu başarmanız pek mümkün değildir. Ama işleri yerine getirme yönteminizi geliştirmek için çok çalışın. Ve yerine getiremeyeceğiniz ya da yetersiz biçimde yerine getireceğiniz işlere girişmemeye çalışın.
değerlerim neler
(Ayna testi) Ahlaki değerler, “Sabah aynada nasıl bir insan görmek istiyorum?” diye sormanızı gerektirir.
Örgütlerin de insanlar gibi değerleri vardır. Bir örgütte etkin olmak için, kişinin değerleri örgütün değerleriyle uyumlu olmalıdır. Aynı olmaları şart değildir; ancak birlikte var olacak kadar yakın olmalıdır. Aksi taktirde, kişi zorlanmakla kalmayıp sonuç da üretemez.
“Buna rağmen kendimi bir servet yöneticisi olarak yararlı bulmuyordum. Değer verdiğim şeyin insanlar olduğunun farkına varmıştım ve mezarlıktaki en zengin adam olmakta hiçbir anlam göremiyordum. Ne param ne de başka bir işe geçme ihtimalim vardı. Sürmekte olan ekonomik bunalıma rağmen istifa ettim -ve doğru olan şeyi yaptım. Başka bir deyişle, değerler asıl ölçüdür ve öyle de olmalıdır.“
nereye aitim
O zamana kadar (yirmili yaşlar), üç sorunun cevabını öğrenmiş olmaları gerekmektedir:
- güçlerim nelerdir
- bir işi nasıl yerine getiririm
- değerlerim nelerdir
Bundan sonra, nereye ait olduklarına karar verebilirler ve vermelidirler de.
katkım ne olmalıdır?
Özellikle bilgi işçileri, daha önce sorulmamış bir soruyu sormak zorundalar: Katkım ne olmalıdır? Buna yanıt vermek için, üç farklı öğeye yönelmelidirler:
- Durum neyi gerektiriyor?
- Güçlerim, çalışma tarzım ve değerlerime dayanarak, yapılması gereken neyse ona en büyük katkıyı nasıl yapabilirim?
- Bir fark yaratmak için hangi sonuçlar elde edilmelidir?
Çok ileriyi görmek nadiren mümkündür – veya daha doğrusu, verimlidir. Bir plan genelde 18 aydan daha uzun bir dönemi kapsayamaz ama yine de açık ve özgül olabilir. Bu nedenle, çoğu durumda soru “Önümüzdeki bir buçuk yıl içinde fark yaratacak soruçları nerede ve nasıl elde edebilirim?” olmalıdır. Yanıt, birkaç şeyi hesaba katmalıdır. Öncelikle, sonuçların elde edilmesi zor olmalıdır. Ama sonuçlar aynı zamanda ulaşılabilir olmalıdır. Elde edilemeyecek -ya da yalnızca çok da mümkün olmayan koşullar altıda elde edilebilecek- sonuçlara niyetlenmek, iddiali olmak değil, budala olmaktır. İkincisi, sonuçlar anlamlı olmalıdır. Bir fark yaratmalıdır. Son olarak, sonuçlar görünür olmalıdır, eğer mümkünse, ölçülebilir de olmalıdır. Bundan bir hareket tarzı çıkacaktır: ne yapılacağı, nereden ve nasıl başlanacağı ve ne tür hedefler ve zaman sınırlarının konulacağına dair bir hareket tarzı.
ilişkilere dair sorumluluklar
Kendinizi yönetmek, ilişkilere dair sorumluluk almayı gerektirir. Bunun iki kısmı vardır:
- Diğer insanların da sizin kadar birey olduğu gerçeğini kabul etmek
- İletişim için sorumluluk almak
Ne zaman birisi iş arkadaşlarına gidip “İyi olduğum şey budur. Çalışma biçimim budur. Değerlerim bunlardır. Üzerinde yoğunlaşmayı planladığım katkı ve benden beklenmesi gereken sonuçlar da şunlardır” dese, karşılık her zaman, “Bu çok yararlı olur. Ama neden daha önce söylemedin?” olur.
Örgütler artık güce değil, güvene dayanmaktadır. İnsanlar arasında güvenin varlığı, mutlaka birbirlerini sevdikleri anlamına gelmez. Bu, birbirlerini anladıkları anlamına gelir. İlişkilerle ilgili sorumluluk almak bu yüzden mutlak bir gerekliliktir. Bu bir görevdir. İster örgütün bir üyesi, ister danışmanı, ister tedarikçisi, isterse dağıtımcısı olun, bu sorumluluğu bütün iş arkadaşlarınıza karşı duyarsınız: hem yaptıkları işe bağımlı olduğumuz kişilere hem de sizi yaptığınız işe bağımlı olanlara karşı.
yaşamınızın ikinci yarısı
Kendini yönetmek, gitgide kişiyi ikinci bir kariyere başlamaya yönlendirir.
İkinci bir kariyer oluşturmanın üç yolu vardır:
- Öncelikle bir işe başlamak. Bu, çoğu kez bir kuruluştan ötekine geçmekten fazla bir şey ifade etmez.
- Paralel bir kariyer geliştirmek. İster tam zamanlı, ister yarı zamanlı, ister danışmanlık temelli olsun, yapmakta oldukları işte kalıp ayrıca zaman ayırmak.
- Toplumsal girişimcilik. İşini sevsen de, çalışma heyecanı duyduğun, kar amacı gütmeyen bir faaliyet yapmak
Yaşamınızın ikinci yarısını yönetmek için bir önkoşul vardır: Bu döneme girmeden çok önce ilk adımı atmalısınız. Eğer kişi 40’ından önce gönüllü olmaya başlamazsa, bir kez 60’ı geçti mi artık gönüllü olmayacaktır.
Kendini yönetmek, her bilgi işçisinin bir genel müdür gibi düşünüp davranmasını gerektirir. Kendine söyleneni yapan el işçisinden kendilerini yönetmek durumunda olan bilgi işçilerine doğru bir değişim, toplumsal yapıyı derinden sarsar.
Bilgi işçileri kuruluşlardan daha uzun yaşarlar ve hareketlidirler. Bu nedenle, kendini yönetme ihtiyacı insan ilişkilerinde bir devrim yaratmaktadır.